Press "Enter" to skip to content

Şiddet ve Eğitim / Bülent Avcı

12.09.2021

Şiddet ve Eğitim


Dr. Bülent Avcı

Sağlıklı bir öğrenme süreci belirli koşulları gerekli kılar. Tıpkı uyumak için sessiz, sakin ve güvenli bir ortam, uygun sıcaklık vesaire gerekli ise, öğrenme süreci de bir çok içsel ve dışsal faktörü gerekli kılmaktadır. Çocukların okul içinde ve dışında öğrenme süreçlerini etkileyen en önemli faktörlerden biri şiddet olgusudur.

-Okulda, evde ve sokakta doğrudan veya dolaylı olarak şiddete maruz kalan çocuğun (öğrencinin) öğrenme zorluğu çekmesi tabii bir sonuçtur. Şiddet çeşitli biçimlerde (fiziksel, sembolik, psikolojik) çıkar karşımıza.

-Anne ya da baba dayağına (ya da horlanmasına) maruz kalan çocuk

-Sürekli aile kavgasının yaşandığı evde büyüyen çocuk

-Sokakta itilip kakılan ya da sokak kavgalarına tanık olan çocuk

-Okulda öğretmen ya da diğer görevlilerin fiziksel ya da psikolojik şiddetine maruz kalan çocuk

-Okulda diğer öğrencilerin kabadayılığına maruz kalan çocuk

Sağlıklı bir öğrenme ve gelişme süreci yaşayamaz; şiddet olgusu, son derece hassas ve karmaşık bir süreç olan öğrenmenin önünde engel teşkil eder; bu durum çocukta kalıcı travmalara yol açar… İleriki yaşlarda şiddete yönelebilir: Amerika’da okul katliamı yapanların geçmişlerine bakıldığında kendi öğrencilikleri sırasında kabadayılığa (bullying) maruz kaldıkları anlaşılmıştır… Şiddete maruz kalan ve şiddet ortamında büyüyenlerin, yetişkinliklerinde tüm sorunları şiddetle çözme eğilimi  göstermeleri tesadüf değildir.

Acı ama gerçek: bir eğitim-terbiye biçimi ve sorun çözme aracı olarak dayağın-şiddetin toplumsal kabul görmüş olduğu bir diyardır Türkiye. Cumhuriyet bir çok şeyi yenileyip değiştirmeyi başarmış fakat medreselerde ki dayak-kötek kültürünü aynen cumhuriyet okullarına taşımıştır…

Ve tabii ki, şiddet üzerinden inşa edilen eğitim en çok yoksul işçi sınıfı çocuklarını etkiler.

John Lennon’in working class hero şarkısında söylediği gibi,

 

They hurt you at home and they hit you at school
They hate you if you’re clever and they despise a fool
‘Til you’re so fucking crazy you can’t follow their rules

When they’ve tortured and scared you for 20 odd years
Then they expect you to pick a career
When you can’t really function, you’re so full of fear

Okulda evde itip kakarlar; zekiysen nefret ederler naifsen hor görürler… ve bu zulmü efendilerin kurallarını uygulayamayacak denli kötürüm olana dek sürdürürler… Böylece yirmi bilmem kaç yıl işkence ettikten sonra git kendine bir iş bul adam ol derler, oysa korkudan elin ayağın tutulmuş iş görmez olmuşundur…

[çeviri bana ait]

 

Peki öğretmenin elinden ne gelir?

Tüm bunların ortasında öğrencinin eleştirel okuryazarlık bağlamında sınıf bilinci kazanması şiddet olgusunun olumuz etkilerini en aza indirecektir.

Sınıf bilinci, eleştirel ve yaratıcı düşünceyi de içerdiğinden, çocuğun (öğrencinin) eğitim yoluyla yukarıdan aşağıya doğru empoze edilen ideolojik manipülasyon ve yalanları çözebilmesine yardımcı olur.

Sınıf bilinci şiddetin öğrencinin sosyal, ekonomik ve politik nedenlerini farklı düzeylerde anlamlandırabilmesini sağlar.

Sınıf bilinci öğrenciye daha iyi bir yaşam-dünya hayal etme enerjisi sağlar ve bu onu dirençli hale getirir…

Aksi takdirde çocuk (öğrenci) içinde bulunduğu durumun toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenlerini idrak edemeyip olup bitenden sadece kendisini sorumlu tutabilir; bunun verdiği kızgınlığın kendi-öz yıkımına yol açması kuvvetle muhtemeldir.

 

Dr. Bülent Avcı

Seattle, WA
Eylül 2021

 1,105 total views,  1 views today

Copyright © 2020 | Design & Development Serdar Kurtoğlu