Press "Enter" to skip to content

MEKTEP-MEDRESE   Dr. Bülent Avcı

10.11.2025

Vay Anasını; Adam Hem Müslüman Hem Sosyalist

Malum, New York belediye seçimlerini Trump’a doğrudan meydan okuyan, kendisini Müslüman ve demokratik sosyalist olarak tanımlayan bir isim kazandı: Zohran Mamdani. 1991 doğumlu, Uganda asıllı Amerikalı bir siyasetçi olan Mamdani’nin babası tanınmış akademisyen Mahmood Mamdani, annesi ise Oscar adayı gösterilmiş bir yönetmen Mira Nair’dir. Çocuk yaşta ailesiyle birlikte New York’a taşınan Mamdani, Bronx High School of Science ve Bowdoin College’da eğitim gördü. 2018’de Amerikan vatandaşı oldu ve kısa sürede yerel siyasette yükseldi. 2021’den bu yana New York (NY) Eyalet Meclisi’nde Queens/Astoria bölgesini temsil ediyor.

Kendini demokratik sosyalist olarak tanımlayan Mamdani, uygun fiyatlı konut, toplu taşıma desteği ve gelir adaleti gibi sınıf-eksenli politikaları savunuyor. 2025 yılında New York Belediye Başkanlığı’na aday olarak ulusal ölçekte dikkat çekti; göçmen geçmişi, genç yaşı ve sistem karşıtı söylemiyle özellikle genç ve ilerici seçmenler arasında popülerlik kazandı. Ancak deneyimsizliği ve radikal olarak görülen politikaları nedeniyle bazı sağ-liberal çevrelerce eleştiriliyor. Buna rağmen, birçok kişi tarafından Amerikan şehir siyasetinde “yeni bir sol dalganın” ve kimlik siyasetini aşmanın sembolü olarak görülüyor.

Bu olayın dünyada ve Türkiye’deki yankıları, sıradan bir belediye seçiminden çok daha büyük ve derin oldu. Tepkilerin en trajikomik olanı ise Türkiye’deki sağ çevrelerden geldi. Bu çevreler, New York belediye seçimlerini “Müslüman aday kazandı” diye sevinçle duyururken, “Demokratik sosyalist” kısmını nereye koyacaklarını bilemediler. Vay anasını; adam hem Müslüman hem sosyalist… Nasıl olur yahu?

Türkiye’de sağcı-dinci-milliyetçi-faşist diye tanımlanan güruhun kökleri, II. Dünya Savaşı sonrası NATO konsepti içinde Amerikan emperyalizminin “komünizmle mücadele” adı altında örgütlediği dernek, vakıf ve paramiliter yapılarla atılmıştır. Din olgusunun nasıl bir politik beyin yıkama aracına dönüştürülebileceğinin en çarpıcı örneklerinden biridir bu.“Müslümanlık eşittir sağcılık”… Denklem bu! Peki neden sağcılık? Çünkü Sam Amca’nın Ortadoğu’da kurmak istediği “ılımlı İslam kuşağı” bu denklemi gerektiriyordu da ondan.

Bu algının gübreliğinde yetişen güruhun, Mamdani’nin balkon konuşmasında kullandığı “Müslüman” kelimesini bayrak gibi sallarken, “sosyalist” kısmını nereye koyacağını bilememesi; AKP’nin son yirmi yılda temsil ettiği siyasal İslam’ın (ve elbette Türk-İslam sentezinin) küresel ölçekte iflas ettiğinin açık göstergesidir.

Ne kadar ilginç değil mi? Adam “Müslümanım” diyor ama siyasal İslam’ın sembollerini (örneğin Müslüman Kardeşler el işareti vb.) kullanmak yerine, New York’ta yaşam alanları daraltılan, yok sayılan ezilenlerin sesi olacağını söylüyor.

Bir iki “bakara-makara” tadında ayet okuyup üflemek yerine, neoliberalizmin yaşam hakkını gasp ettiği kent insanlarının somut problemlerini sermaye-emek ekseninde ele alıyor. Ortalama bir sağcı-dinci bunu nasıl anlamlandırabilir ki…

Sol çevrelerden gelen tepkiler de kendi içinde ilginç. Bundan bir numara çıkmaz yüzeyselliğinden başlayıp kızıl devrim yükseliyor abartısına uzanan reaksiyonlar. Örneğin, Cumhuriyet gazetesi yazarı bir arkadaş “dünyanın en kapitalist ülkesinin ikinci sağcı partisinden sosyalizm çıkmaz” dedi… Peki nereden çıkacak o zaman?

Diğer tepkiler ise “sosyalizm bitti” söylemlerinin verdiği moral bozukluğundan fazlasıyla etkilenmiş insanların belli belirsiz bir sevinç halinden ibaret. Oysa dünyanın en önemli metropollerinden birinin belediye başkanlığını kazanan bir sosyalist aday, başlı başına tarihsel bir olaydır. Yeni başkanın söylemindeki sosyalizmin bildiğimiz anlamda literatürdeki sosyalizm olamadığı besbelli. Ama sınıf temelli sosyal politika ve projelerle başaracağı her şey sosyalizmin hem teorik hem de pratik olarak yeniden inşasına katkıda bulunacaktır.  

Ayrıca Mamdani birdenbire gökyüzünden zuhur etmedi. Konuyu yakından izleyenlerin bildiği gibi, Amerika’da gençler arasında sosyalizme olan ilgi giderek artıyor. 2008 seçimlerinde Obama’yı iktidara taşıyan da bu gençlik hareketleriydi. Sonrasında Bernie Sanders’ın başkan aday adaylığı süreci de yine bu sosyalist eğilimli gençlik örgütleri tarafından yürütüldü. Demokrat Parti içindeki ayak oyunları Bernie’nin başkan aday adaylığını engelledi. Bugün Demokrat Parti merkez sol kimliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda; ancak Bernie’nin etrafındaki sosyalist gençlerin öncülük ettiği taban hareketleri hâlâ son derece canlı ve etkili. Mamdani, işte bu sürecin ürettiği organik lider figürlerinden sadece biridir. Vaatlerinin takipçisi olduğu ve tabanla bağını koruduğu sürece New York’ta bir “efsane belediye başkanı” hikâyesi yazmaması için hiçbir neden yok.

Son olarak, David Harvey’in yaklaşık on yıl önce yaptığı bir röportajı hatırlayalım: Harvey, New York gibi metropollerde yoksul, işçi sınıfı ve gençlerin yaşam alanlarından tamamen dışlandığını; bu nedenle neoliberalizme karşı direniş hareketlerinin buralarda filizlenme potansiyeli taşıdığını söylemişti. Gerçekten de New York bu anlamda bir başlangıç olabilir.

Bülent Avcı
Kasım 2025 / Seattle-Washington

 

Loading

Copyright © 2020 | Design & Development Serdar Kurtoğlu