22.03.2021 |
Korona Günlerinde Eğitim
Nurettin Aybek
Korana virüsü yaşamı yeniden biçimlendiriyor. Eğitim alanında da yeni modeller oluşturuluyor, daha çok uzaktan eğitim modeli ile eğitime başlanıyor. Ancak başladıkları eğitim; internet ortamında veya televizyon kanallarında ders videolarını ya da ders notlarını statik olarak yayınlamaktır. Korona salgını döneminde icat ettikleri uzaktan eğitim budur. Oysa uzaktan eğitim ancak dinamik araçlarla yararlı olur.
Eğitim; sınıf ortamında, öğretmen ve öğrencilerin etkileşimiyle olur. Kişiler birbirini etkileyerek yeni davranışlar kazanır ve yeni şeyler öğrenirler. Anlatım dilinin yanı sıra, göz teması ve vücut dili de çok önemlidir. Öğretmen ve öğrencilerin birbirilerini hissetmeleri gerekir.
Gerekli durumlarda, işlenecek konular dinamik yazılımlarla, etkileşimli yapıya dönüştürülerek, iletişim araçlarıyla uzaktan eğitim de yapılabilir. Günümüzde geliştirilmiş dinamik yazılımlar ve iletişim teknolojileri bunu olanaklı kılıyor. Ancak bu dinamik yazılımları kullanarak, etkileşimli ders araçlarını hazırlayabilecek öğretmen ve eğitimcilerin yetiştirilmesi gerekiyor.
Örneğin, bir ders videosunu ancak izlemekle yetinirsiniz, yapabileceğiniz başka bir şey yoktur. Anlatılanlarla ilgili sorular soramaz ve cevap alamazsınız. Anlatılan konunun eksik ya da yanlış bulduğunuz bir yerini tamamlayamaz ve de düzeltemezsiniz. Yani öğrenmeye uzaktan aktif olarak katılamazsınız. Ama bunları dinamik yazılımlarla gerçekleştirilmiş, etkileşimli ders araçlarıyla yapabilir ve öğrenmeye uzaktan aktif olarak katılabilirsiniz.
Statik araçlarla yapılan öğrenme; daha çok belleyerek, taklit yoluyla öğrenmedir. Taklit yoluyla öğrenme kolaydır, fazla çaba gerektirmez. Bu şabloncu eğitim modelinde kişiler birbirlerini taklit ederek, aynı davranış kalıbına girer ve sürü davranışı gösterirler. Uçurumdan atlayan bir koyunu sürünün takip etmesi gibi.
Oysa dinamik araçlarla yapılan eğitimde; her fert etkileşimli araçları kendi yeteneğine göre, farklı kullanır. Bu da kişilerin düşünebilme yeteneğini artırarak yaratıcılığını geliştirir. Düşünerek öğrenme zordur, çaba gerektirir ama kişiyi yeteneğine göre farklılaştırarak birey yapar.
Amaç, bilgiyi ezberletmek yerine anlayabilmeyi ve düşünebilmeyi öğretmek olmalıdır. Düşünebilen kişi, gereksindiği bilgiyi öğrenmenin yollarını bulur.
Başarılar diliyorum.
1952 yılında Kars’ın Susuz ilçesine bağlı Yolboyu köyünde dünyaya geldim. 1965 yılında köyümdeki ilk okulu, 1971 yılında Cilavuz Köy Enstitüsünün izlerini taşıyan Öğretmen okulunu ve 1974 Yılında da Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünü bitirerek Kars Alpaslan Lisesine Matematik öğretmeni olarak atandım Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki görevimi 1982 yılına kadar sürdürdüm. 1982 yılında, kayıt olduğum Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliğine devam edebilmek için devlet okulundaki görevimden ayrılarak özel dershanelerde öğretmenlik yapmaya başladım. Şimdi, birikimlerimi gençlere aktarmaya çalışıyorum. Nurettin Aybek |
1,893 total views, 1 views today